Üsküdar´a gider iken aldı da bir yağmur Kâtibimin setresi uzun, eteği çamur Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır Kâtibime sırmalı ceket ne güzel yaraşır
Üsküdar´a gider iken köşe başı bakkalı Elinde kalem döker rakamı Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
Kâtibimin elinde kanarya kafesi Dar kalıba vurmuş kâtibin fesi Kâtip evlenecek çoktur hevesi Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
Üsküdar´a gider iken bir mendil buldum Mendilin içine lokum doldurdum Kâtibimi arar iken yanımda buldum Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır Kâtibime kokulu da gömlek ne güzel yaraşır
Kâtip kol kol olmuş çayırda gezer
Kâtibimin sözleri bağrımı ezer Kâtibimin mektupları cebimde gezer Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
Üsküdar´a gider iken bohçam tutuştu Kordonum kesildi, saatim düştü Üsküdar çapkınları peşime düştü Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
Üsküdar´dan istanbul´a geçen kayıklar Kâtibim oturmuş fındık ayıklar Kâtip rüyasında beni sayıklar Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır